KUR'AN-I KERİM'İ İYİ
OKUYAMAYANLAR, NAMAZ'IN ASGARİ FARZI İLE TEKBİRİN ALÇAK İLE YÜKSEK SES ARASINDA
ALINMASI
Bize Rebi', İmam Şafii'nin
şöyle dediğini haber verdi: İbrahim b. Muhammed, Ali b. Yahya b. Halled'den; o
babasından, babası da Rifa'a b. Malik'in, Resulullah (s.a.v)'den şöyle
duyduğunu nakletti: "Sizden biriniz namaz kılmak için kalktığında Allah
(c. c)'nun emrettiği üzere abdest alsın. Daha sonra tekbir getirsin ve Kur 'an
'dan bir şey biliyorsa, ondan okusun. Eğer Kur 'an 'dan bir şey bilmiyorsa,
Allah 'a hamd ettikten sonra tekbir getirsin. Sonra rükita varsın ve rükÜda,
itminan oluncaya kadar dursun. Daha sonra kıyama doğrulsun ve kıyamda, itminan
oluncaya kadar beklesin. Sonra secdeye varsın ve secdede, itminan oluncaya
kadar beklesin. Sonra başını kaldırıp otursun ve itminan oluncaya kadar
oturmaya devam etsin. Kim bunlardan bir şey eksiltirse, namazından eksiltmiş olur.
" Tahric: Marife, Namaz
2/202-203 Ebu Davud, Namaz 1/536 no: 858 Tirmizi, Namaz 2/100-102 no: 302
Bize İbrahim b. Muhammed
şöyle haber verdi: Muhammed b. Aclen, Ali b. Yahya b. Halled'den, o,
babasından, o da Rifa'a b. Rafi'nin şöyle dediğini nakletti: Adamın biri
mescidde Resulullah (s.a.v)'e yakın bir yerde namaz kıldıktan sonra Nebi
(s.a.v)'e selam verdi. Resulullah (s.a.v) de ona şöyle dedi: "Namazını
iade et. Zira sen namaz kılmadın. " Adam kalktı ve daha önce kıldığı gibi
namazını iade edince Nebi (s.a.v) ona şöyle dedi: "Namazını iade et. Zira
sen namaz kılmadın. " Adam şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü! Bana
nasıl namaz kılınacağını öğretir misin?" Bunun üzerine şöyle buyurdu:
"Kıbleye yöneldikten sonra tekbir getil~ Sonra Ummu 'I-Kur 'an 'ı (Fatiha'yı)
ve Allah 'ın istediği kadar Kur 'an 'dan oku. Rükita vardığında avuç içini
dizlerinin üzerine gelecek şekilde koy, rükitda sabitlenecek kadar dur ve
sırtın düz gelinceyeloluncaya kadar uzat. Rükitdan kalktığında omuriliğini
düzelt ve başını, kemiklerin yerine oturuncaya kadar kaldır. Secdeye vardığında
secdede sabitleşince kadar bekle. Secdeden kalkınca sol bacağınzn üzerine otur.
Daha sonra bunu her reMt ve secdende tekrar yap. " Tahric: Marife, 2/205 5ünen, 2/193 no: 1053
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bunları tamamıyla alırız. Okumayı bilmeyenin, Allah'ı hamd
yahut tekbir etmek suretiyle zikretmesi gerekir. Okumayı bilmeyen için Allah'ı
zikretmekten başka bir şey yerini tutmaz. Okuma emriyle muhatap tutulanların,
okumayı bilenler oldukları anlaşılmıştır. Aynı şekilde farzlara karşı
sorumlu/muhatap tutulan da onları akleden ve onları yerine getirme kudreti
olanlardır. Kişi, Kur'an'ın anasını/Fatiha'yı iyi bilmiyor, ama onun dışında
başka ayetleri biliyorsa Kur'an okumadan namazı caiz olmaz. Kur'an'ın anasının!
Fatiha'nın dışında en az yedi ayet okumak suretiyle namazı geçerli olur. Eğer
bilebiliyorsa, bu sayıyı aıitırması müstehab olur. Okumada en az arttırılmasını
müstehab gördüğüm, Kur'an'ın anası olan miktardan! Fatihadan bir ayet fazla
olmasıdır. Fatiha'yı iyi okur ve onunla yahut onun kadarıyla yetinirse, iade
gerektiği hususunda bir beyan yoktur.
Eğer yedi ayet değil de
yediden az ayeti iyi biliyorsa, iyi bildiğinin tamamını okumadan olmaz. Bu
durum yedi yahut yediden az ayet bildiği zaman içindir. Yedi ayeti iyi
bilmesine rağmen yediden az ayet okuduysa, az okuduğu rekatı iade etmesi
gerekir. Ayetlerin uzun yahut kısa olması arasında fark olmaksızın Kur'an'ın
anasınınlFatiha'nın ayet sayısını bulmadan kıldığı namaz geçerli sayılmaz. Bu,
iyi bildiği yedi yahut sekiz ayetin bir yahut birden fazla surede olmaları
durumu değiştÜmez. Bu durumda kişinin asgari olarak yedi ayet okuması
gerekmektedir.
Eğer yedi ayet okumayı
bilmiyorsa, bildiğini okumayla beraber Allah'ı zikreder. Allah (c.c)'ı tazimle
anma durumundan başka bir şey kafi gelmez. Okumayı iyi bildiğiyle beraber
Allah'ı zikretmesi, kafi gelir. Bunu bu şekliyle söylemem, Resulullah
(s.a.v)'in Fatiha'yı iyi bilmeyen için Allah'ı zikretmeyi de yüklemiş ve namazı
zikir yapmadan kılmasını emretmediğinden dolayıdır. Eğer kişi namazın sünneti
olan Fatiha'yı iyi biliyorsa, onu okuması, başka bir şeyi zikir olarak
okumasından daha önemli ve vaciptir (farzdır).
Fatiha'yı iyi bilmeyen
bir kişi, onu iyi bilen bir kişiye imam olamaz.
Eğer buna rağmen ona
imam olursa, imam olanın namazı geçerli olur, fakat imama tabi olanın namazı
geçerli olmaz. Fatiha'yı iyi bilen ve ondan başka iyi bildiği bir yer olmayanın
ondan daha iyi bilen kişiye imam olmasını uygun görmem. Bu durumda namazlarını
kılanların iade etmeleri gerektiği hususunda bir beyan yoktur. çünkü
"Fatiha'yı iyi bir şekilde okuyup Fatiha'ya ilave bir şeyokumayan namazı
iade eder." şeklinde bana ulaşan bir beyan bulunmamaktadır. Onu/Fatiha'yı
okuduktan sonra ona/Fatiha'ya ilaveten bir yahut birkaç ayet daha okunmasını
müstehab görürüm.
Fatiha'yı ve Kur'an'dan
hiçbir yeri iyi okuyamayanın kendisi gibi olanlara imam olmasında beis yoktur.
Ama bilmeyenin bilene imam olması caiz olmaz. Kur'an'dan bir şeyler bilenin
bilmeyene imam olması evladır. Yedi ayetten daha az bilen kişi, imam olduğunda
yahut yalnız namaz kıldığında yedi yahut sekiz ayeti tamamlamak için bildiği
ayetleri tekrar eder. Bunu yapmazsa onun için iade görmemekteyim. Ama bilen
için her rekatta yedi yahut sekiz ayeti okumadan olmaz.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Rifa'a b. Malik'in Nebi (s.a.v)'den rivayet ettiği hadiste,
Resulullah (s.a.v)'in ona namazda muhayyer olanı değil de üzerinde farz olanı öğretmiş
olması delil teşkil etmiştir. Ona abdesti, kıraatten önce iftitah tekbirini
öğretmiştir. İftitah tekbirinden Sonra ve kıraattan önce söyleyeceği başka bir
söz olduğunu öğrettiği zikredilmemiştir. Ayrıca eğilip kalkmada tekbir
getirmesini yahut "Semia Allahuliman hamidah" demesini yahut namazda
ellerini kaldırmasını yahut rüku ve secdelerde tesbihat çekmesini
öğretmemiştir. Ona kıraatı, eğer bilmiyorsa zikri, rükuu, secdeyi, rüku ve
secdeden doğrulmayı, namazda oturmayı ve kıraatı öğretmiştir. Onun için şöyle
diyoruz: İftitah tekbirinden Sonraki, namaz açılışını, eğilip kalkmadaki
tekbirleri, rüku ve secdedeki elleri kaldırmayı, "Samia Allahulimen
hamidah rabbane velekel hamd" demeyi ter edenin ve namazda emredilmediği
bir oturuşu terk edenin, ihtiyarı terk ettiğinden dolayı iade zorunluluğu
yoktur.
İbn Ac1an'ın hadisinde;
adama, Fatiha'yı okumayı öğretmiştir. Ve onun dışında alanını "Allah 'zn
istediği kadar" demekle miktarı okuyucuya bırakmıştır. Namazda Fatiha'yı
okumanın farz olduğu, bunun yanı sıra onu okumanın başka ayetlerin yerine de
geçeceğine, ama başka ayetleri bilen için onun yerine geçemeyeceğine, namazında
geçerli olmayacağına dair delil teşkil etme ihtimalini taşımaktadır.
OnunlFatiha'nın dışında olan ayetleri terk etmeyi kerih görmemle beraber
namazın iade edilmesi gerektiğine dair beyan mevcut değildir. Okumayı bilen
için muhtemel olan farz, Fatiha'nın yanı sıra her rekatta en az bir yahut
birden fazla ayet okumasıdır. Nebi (s.a.v)'in, "Onunla beraber Allah 'zn
istediği kadar okur. " buyruğu gereği ... Hiç kimsenin Fatiha ile beraber
her rekatta bir ayet okumasını terk etmesini hoş karşılamam. Ama terk edenin bu
terkini kerih görmemle beraber daha öncede zikrettiğim şekilde iade gerektiğini
beyan eden bir delil yoktur. Ubade ve Ebu Hureyre'nin hadisleri de Fatiha'nın
farz olduğuna delilolmuşlardır. Ama onunla beraber başka bir ayetin okunması
hususunun farz oluşuna hiçbirinde delil mevcut değildir.
İmam Şafii (Allah
rahmetetsin) şöylededi: Fatiha'yı okumayı isteyerek terk etmek ile onda hata
yapmak arasında fark yoktur. O, okurunadan namaz geçerli sayılmaz. Yahut
Fatiha'yı iyi okuyamayan imama uyanlar için böyledir, inşaallah. Onun için
şöyle dedik: Okumayı bilmeyen için okumadan namazı geçerli olur. Farz da
okumayı bilen içindir.
Resulullah (s.a.v.),
teşehhüd maksadıyla oturmayı zikretmemiştir.
Secdeden sonra oturmayı
zikretmiştir. Nebi (s.a.v)'e sal<lt/salavat ise bilen için başka hadistedir.
Kişi için namazında asgari olarak yapması gerekenleri zikretmiş olduk. Kamil
(tam) olanı da zikredeceklerimiz de olacak inşaallah.
Sonraki için tıkla:
NAMAZ İÇİNDE
TEKBİR ESNASINDA ELLERİ KALDIRMAK